Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Doruklarda Donan Kanın Kokusu

Bir gece vakti savaş oyuncaklarının(uçak)sesiyle yankılandı çığlığın Roboski.. Feryadın dağladı yürekleri kilometrelerce.. Akan kanın ırmakları utandırırdı,ama utanmadı insanlık senin katline.. İnsanlık ölürdü senin katırlar sırtında taşınan naaşlarına kar'ın'deşim.. Bir acının rengiydi Roboski ölümün kokusu.. Devlet baba yakmıştı yüreklerini analarının.. Çığlığın duyulmazdı yavrum,babanın bağırtılarının yanında.. Devlet baba kıymıştı sana katırlar sırtında.. Roboski yüreğimin sancılı anısı..! Aradan onca zaman geçti sen hala faili meçhulsun Roboski.. Analarının gözyaşları dinmek bilmiyor küçüğüm.. Ağla sevgili halkım,ölümün rengi acı.. Kaç zamandır köşemde yazı yazıyorum..Ne zaman elime kalemi alsam,Roboski gelir aklımın merkezine yerleşir ve dilsiz bırakır kalemimi.. Yirmi sekiz aralıktan bu yana lâldır yüreğim.. Hangi limana demir atsam içimde sızısı Roboskinin.. Din olgusu yüzyıllardır toplumu sosyolojik açıdan düzenleyen en önemli kurumdur.. Kişiyi ön...

Kurdistan'a Giderken

Her sömürge halkı,başka bir deyimle,kendi yerel ve orijinal kültür kaynakları sürdürülmek ya da toprağa gömülmek suretiyle ruhunda onulmaz bir aşağılık karmaşası yaratılmış her halk,neredeyse bir varoluş koşulu olarak ,başka bir uygarlığın bir öğesi olarak o uygarlığın dili ve kültürüyle neredeyse göğüs göğüse bir hesaplaşma içinde bulur kendini.. Sömürge insanı artık kendi ülkesinin ve kültürünün özelliğini yitirip sömürgeci ülkenin kültürünü benimsediği derecede var olabiliyor.. Kültürünün ve özgünlüğünün farklılığından utanır olur ve kendini yabancısı olduğu kültürün bir parçası yapmaya çabalar.. Çünkü kendi kültüründen uzaklaşabildiği kadar sömürgeci ülkenin bir ögesi olup değer kazanabilecek.. BDP'li milletvekilleri  halkları için,ülkeleri için çalıştıklarını iddia ede dursunlar tek yaptıkları şey kendilerini Sömürgecisine beğendirmek. Türkiye Kamuoyuna yaranma çalışmaları gereksiz ve anlamsız.! Çünkü Türkiye,Kurdistan'ın işgalcisidir. Bu işgalin bitmesi ve Kurdi...

Hala güzel

Karanlığım benliğimi sarıyor.. düşlemeler diyarında geziniyorum.. Kaybetmekten korkmuyorum sahibi olamadığım değerlerimi.. Düşünemediğim,sorgulayamadığım tek noktamsın..! Seni bana değerli kılan neydi..? Önemsememeyi önemsediğim düşüncem neden sendeydi..? Uzak,belki de yakından.. Ama sadece geceleri bir tin gibi vücudumu sarmalıyor hissediyorum seni.. Seni bana sevdiren karanlığımdı.. Hiçbir zaman hiçbir yerde bulunmayanı düşlemek(özgürlük) Hiçbir şey ve her şey arasında bağlam aramaktır..!(Aşk) Aslında seni sana anlatmak imkansızdır.. Ama sadece seninle güzel tüm öksüz kelimeler..! Düşünüyorum da..; Seni düşlemek neden bana keyif veriyor..? Ne sen tanrıça herasın ne de ben zeusum..! Ama yine de seni düşlemek çok keyif verici.. Parmaklarımın ucunda tütün kokusu, Ve nasırlaşmış ellerimle sana yazmak.. Masamın üstünde karaladığım resmin.. Bir üçlem arasında kalan kalemim.. Ama hala güzel senle tüm yalnızlıklarım..! Ve hala hazır...

Şiir Analiz

Nicedir üzerinde durduğum nokta şiir yazmak mümkün müdür..? Yoksa zaten mevcut olan şiiri dışa mı yansıtırız..? Bunun üzerine bir kaç deneme yaptım ve baktım ki kafamda tasarlanan ve hazırlanan şiir olmadan asla yazamamam oldu.. Şiir kendini sana yazdırıyor yani zaten hazır olan şiiri kusmak sana kalıyor.. Burdan Bukowski'nin o meşhur sözünü onaylıyoruz..! Sen yazıyı getiremezsin,o sana gelir..! Yani herkes şiir yazamaz düalistlerin dediği gibi al 20 güzel kelimeyi koy bir çuvala rastgele cümleler oluştur al sana şiir anlayışı tamamen hatalı ve hastalıklı bir düşüncedir..! Şiir,duygu birikimlerinin taşacak kadar yoğunlaşması sonucu ortaya çıkan en güzel alev parçacığıdır.. Edebiyat dilimin döndüğüdür..yüreğimin parçacıklarını alıp alevlendiren  kıvılcımdır.. Şiir ise bu kıvılcımın korudur.. Bir katre alev demişti ahmet haşim şiir için.. Şiir aşka açılan bir liman değil,zulme atılan tokattır..!(ertemus) Dağlardan Vurulmuşum Yatağa girdi ruhum.. Bedenime pr...

Kal

Yine sensiz,sessizce izlemekteyim.. Yaprağın bu mevsimini.. Yine gökyüzü ağlıyor sensizliğime.. Bulandın tekrar kalemime.. Mürekkebi yalnızlığa çalıyor kalemimin.. Sıkıldım tenini özlemekten.. Bu gece kal bensiz,kendinle..              //ertemus//

Dinle Matmazel (2)

dinle matmazel dudaklarımdan süzülen her söz.. yollarına dökülen yağmur taneciği.. bir sinek vızıltısıydı sana yazılan şiirlerim.. oyunlar oynardık kahramanları belli belirsiz sen ariadne olup labirentten ip salardın ben ise hadesle savaşmakta. duydun mu matmazel hermes kehanetlerde bulunmuş..! hiçbir aşk ayyuka çıkmayacak diyor.. ve hiçbir sevgili erişemeyecek aşkın saadetine..! romantik yağmurlarda yürüyüş yapılmayacak artık ve asla son baharda solmayacak yapraklar asmalar üzüm vermeyecek artık şarabın tadı hiçbir dile varmayacak..! ve içemeyecek ve yazamayacak ölümsüz eserlerini sheakspere.. dinle matmazel hermes bile saçmalıyor senin karşında bütün yağmurları sana yağdırırım..! yaprakları senin için soldurur asmaların kökünü kuruturum üzüm vermiyolar diye..! ve biliyor musun matmazel..? az daha içersem sheaksper alt eder yanımda.. bu kadehi sana kaldırıyorum matmazel..! yer yüzündeki son şarabın tadına varana kadar gözyaşı olup yağmur damlatana kadar...

Dinle matmazel..!

Bu kadehi sana kaldırıyorum matmazel İstiklaldeki kalabalığa inat..! Diyarbakırda gazi köşkünde oturuyorum senin için.. Hasankeyf te suların altında kalan bir artukluya inat.. Efeste Meryeme taparken Hatayda isa önümde eğiliyordu..! Mardinde 4 semavi din ayinler düzenlemekte Sana yazdığım bu şiir için.. Dinle matmazel;bu gece sana içiyorum Duygular biriktiriyorum dilimin ucunda Yıkık harabeler bırakıyorum arkamda Hepsi sana ve hepsi bir..        Dergahlardan nağmeler çaldım..                          Uğruna beyiter yazdırdım..       Ve ben sana bir gece vakti tek başıma ıssızca bu şiiri yazdım.. //ertemus// 25.05.2011                  17.41                                                   ...